İki kadim Türk şehri keşfedildi
Orta Asya’daki tarih bilgilerini yeniden şekillendiren bu keşifte, arkeologlar Tugunbulak isimli 120 hektarlık büyük bir şehrin kalıntılarını buldu. Tugunbulak, deniz seviyesinden 2.000 metre yüksekte kurulmuş, 8. ve 11. yüzyıllar arasında canlı bir ticaret merkezi olarak gelişmiştir. Araştırmacı Farhod Maksudov, bu keşfin Orta Asya’nın tarihi için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtiyor. Yüksek rakımlı alanlarda nadir bulunan yerleşimlerden biri olan bu şehir, güçlü Türk hanedanlıklarından biri tarafından yönetilmekteydi.
Keşif, Michael Frachetti’nin de içinde olduğu bir araştırma ekibi tarafından dronlar ve lidar adı verilen bir uzaktan algılama aracı kullanılarak yapıldı. Bu cihaz, yansıtılan ışığı kullanarak çevrenin üç boyutlu haritalarını oluşturabiliyor ve bu sayede şehir surları, bekçi kuleleri ve savunma yapıları net bir şekilde görünür hale getirildi.
Yüksek İrtifa Yerleşimleri ve Demir Üretimi
Ekip, Tugunbulak ve Tashbulak şehirlerinin stratejik konumlarını demir cevheri gibi kaynakları işlemek için seçmiş olabileceklerini düşünüyor. Ortaçağda demire sahip olmanın büyük bir güç anlamına geldiğini vurgulayan Maksudov, bu şehirlerdeki demir eritme ocaklarının önemli üretim alanları olduğunu belirtiyor. Ancak ormanın tahrip edilmesiyle bölgenin çevresel dengesi bozulmuş, çığlar ve sel felaketleri gibi riskler artmıştır.
Keşfi başlatan ilk bulgular, araştırma ekibinin 2011 yılında Taşbulak’ta bazı mezarlık alanları ve seramik parçaları bulmasıyla başladı. Ardından, yerel bir yetkiliden alınan ipucu ile Tugunbulak’taki büyük şehir keşfedildi. Lidar teknolojisi sayesinde, Tugunbulak’ın surları ve diğer mimari unsurlar ayrıntılı olarak haritalandı.
Arkeolojik ve Kültürel Etkileri
Oxford Üniversitesi’nden Prof. Peter Frankopan, bu bulguların Asya’nın kültürel ağlarını ve doğal kaynakların bin yıldan fazla süredir kullanıldığını gösterdiğini söylüyor. Brown Üniversitesi’nden arkeolog Zachary Silvia ise bu yüksek irtifa kentlerinin olağanüstü nadir bulunduğunu ve araştırmanın Orta Asya’daki Orta Çağ şehirleşmesine büyük katkı sağladığını ifade ediyor.
Bu keşif, İpek Yolu güzergahındaki yerleşimlerin sanılandan daha çeşitlilik gösterdiğini ve Orta Asya’da geçmişteki yerleşimlerin yüksek rakımlarda bile büyük şehirler oluşturabileceğini gözler önüne seriyor.